4+
Çocuk Kitabı
Okuyan Koala - APA Kitabı
23 Nisan 2020
30
"Kaybedince Kızan Selin" kitabı notlarıma geçmeden önce size APA'dan ( Amerikan Psikoloji Derneği) bahsetmek isterim.
APA, bünyesinde yer alan binlerce psikiyatrist, psikolog, araştırmacı, eğitimci, psikolojik danışman ve öğrenciyle birlikte bilimsel çalışmalar yapan dünyanın en büyük psikoloji topluluğudur.
1997 yılında APA'ya dahil olan Magination Press ise, çocukların büyürken karşılaştıkları zorluklar ve problemlerle baş etme süreçlerinde onlara rehberlik edecek yenilikçi kitaplar yayınlamaktadır.
4-18 yaş çocuk ve gençlerin karşılaştığı; okul yaşantısı, korkular, yeni kardeşin doğumu, utangaçlık gibi gündelik yaşama ait zorlukları konu alan kitapların yanı sıra, dikkat eksikliği, depresyon, boşanma, ciddi hastalıklar, travma, ölüm gibi daha özel problemlerle ilgili olan kitaplar da yayınlamaktadır.
Ruh sağlığı alanında, özellikle de çocuk konusunda uzmanlaşmış profesyoneller tarafından yazılmış olan kitaplar; çocukların duygularını anlayabilmelerini ve ilgili konu hakkında bilgilenmelerini hedefleyerek pratik çözüm önerileri sunar.
Kitaplarda yer alan "Ebeveynlere ve Eğitimcilere Not" bölümünde ise ailelere, öğretmenlere, sosyal hizmet uzmanlarına, terapistlere, pedagog ve psikologlara kitapların içeriği ve çocuklara rehberlik konusunda önemli bilgiler verilmektedir.
Okuyan Us yayın evi'nin "Okuyan Koala" markası altında yayınlanan APA Çocuk ve Gençlik Kitapları okuyuculara nasihat veren, didaktik bir dilden uzak, eğlenceli, yardımcı, eğitici ve bazen de mizahi bir okuma deneyimi sunmaktadır.
Ben kütüphanemdeki bütün Okuyan Koala serisine bayılıyorum ve kızım Lara ile iletişimimde çok faydalandım. Buraya linkini bırakıyorum - önemle incelemenizi tavsiye ederim.
https://okuyanus.com.tr/urun-kategori/okuyan-koala/
***
Kaybedince Kızan Selin bir APA kitabı.
İsminden anlaşılacağı üzere kahramanımız Selin, kaybedince çok kızıyor 🙂
Konusu özetle :
Selin kazanmayı da çok seviyor, kaybetmekten ise nefret ediyor. Birinci olamadığı zamanlarda çok öfkeleniyor ve arkadaşlarının kalbini kırabiliyor. İşte tam da bu yüzden, arkadaşları ona “Kaybedince Kızan Selin” adını takıyorlar.
Öğretmeninin ve annesinin desteğiyle Selin “İyi bir kaybeden ve İyi bir kazanan” olmanın yollarını keşfediyor. En sonunda kendi kendine, “Eğer eğlendiysem, kazandım demektir” diyebilmeyi öğreniyor.
"Son yıllarda çocukların genelinde gözlemlediğimiz önemli bir değişim var; hep ön planda ve hep en iyi olma isteği. Tabii bu arzu çoğu zaman, içlerindeki rekabet duygusunu ciddi anlamda tetikliyor. Böylelikle çocuklar yaptıkları şeylerden keyif almak yerine, tüm süreci bir yarış gibi görerek ödül veya takdir beklentisine giriyorlar. Dolayısıyla anın keyfini çıkarmaktan uzaklaşıp, sonunda gelecek olan zafere odaklanıyorlar" diyor Editor Petek Halman - Psikolojik Danışman.
Şimdi biraz "Ebeveyn ve Eğitimcilere Not" kısmına göz atalım :
Sportmen bir tutum takınmanın ve sahanın içinde veya dışında başkalarıyla oyun oynarken nasıl iyi bir oyuncu olunabileceğinin çocuklara öğretilmesi önemli bir konudur. Koşullar ne olursa olsun, saygılı ve nazik olabilmek doğuştan gelen bir yetenek değildir. Erken çocukluk döneminden başlayarak çocukların paylaşmayı, kurallara uymayı, duygularını kontrol edebilip ellerinden gelenin en iyisini yapmayı, galibiyeti de mağlubiyeti de saygı, olgunluk ve nezaketle karşılayabilmeyi öğrenmeleri gerekmektedir.
Çocukların okulda herhangi bir oyunda liderliklerini kaybettiklerinde, sınavda arkadaşlarından daha düşük not aldıklarında, veya koroya seçilemediklerinde bu durumla başa çıkmayı öğrenmeleri gerekmektedir.
Sportmen bir tavır sergileyebilmek, çocuklar için hatta yetişkinler için de her zaman çok kolay değildir. Olumsuz olaylar karşısında üzülmek, hayal kırıklığına uğramak ve öfkelenmek çok doğaldır. Hiç kimse kaybetmekten hoşlanmaz. Kazanan takımı tebrik etmenin, hakemlerin kararlarına karşı sakin bir tutum sergilemenin, okulda sizin istediğiniz rolü alan arkadaşınızı kutlamanın çok kolay olduğu söylenemez.
Ancak tıpkı hikayedeki Selin gibi, herhangi bir alanda yenilgiyi kabul edemeyen çocuklar, olumsuz durumlarla karşı karşıya kaldıklarında saygılı ve nazik olmayı öğrenebilirler.
Sportmence Davranabilmenin Önemi
Oyun oynarken sportmen bir tutum sergilemenin çocuğa bir çok yönden katkısı bulunmaktadır. Günümüzde toplumun her alanında var olan rekabet ortamı çocuklar üzerinde büyük bir kazanma baskısı yaratmaktadır. Kaybeden çocuklar, toplumda ve okulda diğerlerinin zorba davranışlarına maruz kalmakta, kazanmanın ve diğerlerinden daha güçlü olmanın her şeyden üstün ve önemli bir şey olduğunu düşünmektedir.
Zorbalığın günümüzde yaygın bir problem haline gelmesi, çocuklara sportmence oyun oynamayı öğretmeyi daha da önemli kılmaktadır. Çocuklar yenilgi ile baş etmeyi öğrenirken, onları daha çok çalışmaya, hedeflerini yeniden gözden geçirmeye, güçlükler karşısında azimli olmaya teşvik edebiliriz. Yenilgiyi kabullenebilmek, gelecek yaşamlarındaki olası kayıp ve hayal kırıklıklarına karşı onları güçlü kılacaktır. Alçak gönüllü ve azimli bir karakter oluşturmalarına yardımcı olacaktır.
Tıpkı kaybetmeyi bilmeyen gibi, kazanmayı bilmeyen çocuklar da akranlarının önce saygısını sonra da arkadaşlıklarını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalırlar. Kendiyle övünen, kibirli, kaba ve münakaşacı bir izlenim bırakmaları olasıdır. Sadece kazanmaya odaklı çocuklar, genellikle eğlenceli bir etkinliğe dahil olduklarını unuturlar.
İyi bir kazanan tutumu sergileyen çocuklar ise, kazanmanın bir takım işi olduğunu bilerek takım arkadaşları ile dayanışma içinde olacaklardır. Bu çocuklar, amaçlarına ulaşmada onlara destek olan aileleri, antrenörleri ve öğretmenlerine karşı daha çok saygı gösterirler. Sağlıklı bakış açısı ve alçak gönüllü tavırları sayesinde daha iyi arkadaşlık ilişkileri kurabilirler.
Notlar aşağıdaki iki konu başlığında devam ediyor. Şiddetle tavsiyemdir.
- İyi bir sportmen modeli olabilmek ne demektir?
- Çocuklara iyi bir kazanan ve iyi bir kaybeden olmayı öğretmek için ipuçları
Eğer çocuğunuz bir hobide veya bir aktivitede başarılı olamıyorsa, ya da onu yapmaktan keyif almıyorsa, öncelikle çabalamasını söyleyebilir, yine de olmuyorsa başka bir şey denemesi için teşvik edebilirsiniz. Bir şeyler ters gitti diye hemen üzerinde uğraştığı şeyi bırakmasına izin vermemelisiniz. Yoksa bu davranış, birşeyler ters gitmeye başlayınca çocuğunuzun hemen vazgeçmesine sebep olur.
Çocuklar kaybetmeyi sevmezler. Eğer yeniliyorlarsa veya kaybedeceklerini anlamışlarsa hemen oyunu bırakmak isterler. Çocuğunuz cesaretini yitirmişse ve bırakmak istiyorsa " Spor yapmak çok çalışmayı gerektirir. Vazgeçmeden ve bırakmadan önce yapamadığın şeylerin üzerinde çalışalım. Profesyonel sporcuların bile sürekli çalışmaları gerekir.Belki fikrini değiştirirsin. Sonrasında bu sporun hala sana göre olmadığını düşünüyorsan, keyif alacağın yeni bir aktivite buluruz" diyebilirsiniz.
Çocuğunuz oyunun ortasında bırakmak isterse, "Bu oyunu oynama konusunda çok hevesliydin.Başladığın şeyi bitirmek oldukça önemlidir. Önce oyunu bitirelim, sonra başka bir oyun oynarsın" denebilir.
Çocuklarımıza küçük yaşlarda hayatın içinde kazanmanın da kaybetmenin de olduğunu öğretirsek, onların hayata karşı daha esnek, daha özgüvenli ve sağlıklı bir bakış açısı geliştirmelerine yardımcı olmuş olursunuz.
***
Ben kızımla hala bu konuda zorlandığımı söyleyebilirim. İlk okuduğumuz dönemde 4-4,5 yaşlarındaydı. Bir sene içerisinde elbette yaşın verdiği olgunlukla çok aşama kaydettik. Öğretmenleri veli toplantısında arkadaşını tebrik eden Lara'yı anlatınca kulaklarıma inanamamıştım 🙂 Şu aralar 5,5 yaşında; yine kaybetmeye dayanamadığı anları tekrar yaşamaya başladık. Psikoloji gerçekten çok hassas dinamikleri olan bir denge. Bir sebepten denge bozulunca, çok farklı alanları da etkileyebiliyor belki de.
Önümüzdeki dönemde bu vesileyle Rezilyans ( Esneklik ve Toparlanabilme Becerisi) konularına eğileceğim. Kızımla neler yaptığımı bu alanlarda paylaşacağım.
Beni izlemeye devam edin diyeyim o zaman☺️