DUYGULARIM - Oynuyorum ve Kendimi Tanıyorum Kitap Kapağı DUYGULARIM - Oynuyorum ve Kendimi Tanıyorum
5+
Isabelle Filliozat & Virginia Limousin & Eric Veille
Etkinlik Kitabı ( 100'den fazla Etkinlik)
Domingo Yayınları
23 Nisan 2020
110

Kitabı incelerken Isabelle Filliozat ismini görür görmez almaya karar verdiğimi hatırlıyorum. Büyük referans!🥰

Kitabın çocuğa iddiası : Seni duyguların efendisi yapacağım!😎 Bu söz hangi 5+ çocuğun ilgisini çekmez ki 🙂 Elbette kızımın da çekti. 

 

 

Duyguların efendisi olabilmek için ihtiyacınız olan malzemeler ise böyle 🙂

 

 

Öncelikle kitabı satın alır almaz en son sayfalarına gelip oradaki Ebeveynler için hazırlanan mini kitabı (22 sayfa) sayfalarını işaretli yerlerden keserek ana kitaptan ayırın. Bu sizin bu kitabı kullanırken rehberiniz olacak. 

Kitapçık şöyle başlıyor:

Çocukların beyin gelişimleri devam ettiği için duygusal dünyaları zengin ve coşkundur. Bu coşkuyu doğru yönlendirebilmek ve günlük yaşamı onlarla birlikte keyif içinde yaşamak için, çocukların duygusal zekalarını beslemek son derece önemlidir. Büyüdüklerinde onlara profesyonel ya da özel hayatlarında başarı ve mutluluk getirecek olan şey iyi notlardan ziyade kalp zekasıdır. 

Tanımlama gerekirse; duygusal zeka, verilen duygusal ve strese dayalı tepkileri yönetebilme kapasitesi, kendimize ait hisleri tanımlayabilme ve ifade edebilme, nereden kaynaklandıklarını anlayıp onları anlık tetikleyen unsurları ve en derinlerde yatan sebepleri sezinleyebilme yetisidir. 

Ne hissettiğimizin başkalarını kırmadan anlaşılmasını sağlamak, onları uygun şekilde ifade etmeyi bilmektir. Başkalarına davranışlarımızın karşı tarafta ne tür bir etki bıraktığını ölçebilmektir. Aynı zamanda başkalarına ait duyguları da anlayabilme ve empati kurarak doğru tepki verebilme kapasitesidir. Artık korkularımızdan korkmamanın ve onları aşmanın yollarını bilmektir. Bizi kızdıran kişinin yüzüne karşı bunu söyleyemediğimiz için, alakasız birine karşı öfkelenmemeyi bilmektir. Üzgün olduğumuzda ağlamayı bilmek, neşeli olduğumuzda ise sevinçten zıplamaktır. Tepkilerimizin ölçüsü kaçtığında kendimizi sakinleştirmeyi bilmektir. Kısaca kendimiz ve başkalarının içinde olup bitenlere karşı bir farkındalık geliştirmek ve duruma uygun davranış modelini oluşturabilmektir. 

Elbette ki her şey bu etkinlik kitabı sayesinde öğrenilemez. Bu eser bir serinin başlangıcıdır, duygu dünyasına bir giriştir. Bu yolda daha fazla ilerleyebilmek adına sizlere başka eserler de sunacağız. Bu kitap çocuğunuzun duygusal zekasını beslemek için çok çeşitli bilgiler sunmakta ve yeni duygusal beceriler edinmesini sağlayacak faaliyetler önermektedir. 

Ebeveynin Rolü bölümünde;

Duyguların efendisi olabilmek için çocuğunuz sizin onun yanında olmasına ihtiyaç duyar. Bunun neden ve nasıl olduğunu açıklıyor.

Bu kitap benim ne işime yarayacak? bölümünde;

Öncelikle kendiniz için bir takım ipuçları bulacaksınız diye başlıyor. Ki çok doğru bir yaklaşım. Çocuğunuz aşırı tepki mi verdi, kitaptan yardım alın. Çocuğunuza mı sinirlendiniz? kitaptan yardım alın..

Makul duygu mu yoksa aşırı duygusal tepki mi?  bölümünde; 

"Duygular adaptasyon sürecinde gösterilen tepkilerdir, bizim için gereklidirler. Ancak neredeyse hepimiz onları saklamayı, içimize atmayı öğrendik. Ama nihayetinde bu duygular gün yüzüne çıkmayı bulurlar."  diye başlıyor. 

Bu kısmı olduğu gibi yazmak istiyorum :

Mesela tamirciye sinirlendiğimizi yüzüne söyleyemediğimiz zaman hıncımızı kolaylıkla çocuğumuzdan çıkarabiliriz. Burada artık söz konusu olan duygu değildir, bu bir duygusal tepkidir. İkisi arasındaki fark önemlidir, çünkü dile getirilmiş adaptif duygu bir kaç dakika içinde söner. Fakat yersiz bir duygusal tepki iki saat boyunca sürebilir. Ne kadar dışa vurursak o kadar besleriz onu. 

Duygularını anlamlandırma ve onları yaşama sürecinde çocuklarımıza yardım ederken, aşırılıklardan ve hem yersiz hem de orantısız duygusal tepkilerden kaçınacağız. Kimi zaman yetişkinler bile yersiz duygusal tepki ile duyguyu birbirine karıştırabiliyorlar. Bu yüzden de her ne kadar ebeveynler bazen çocuklarının ağlama ve bağırmalarını uzun uzun dinleyerek dindirmeye çalışsalar da bu, durumun daha da kötüye gitmesiyle sonuçlanabiliyor. 

Mesela sinir krizini öfke ile karıştırmak, çocuğunuzun zihninde karmaşaya sebep olacağı gibi, duruma uygun tepki vermemize de engel olacaktır ve durum uzayıp gidecektir. Daha da önemlisi, sıklıkla tekrarlanacaktır!  Sinir krizi, bir hayal kırıklığı ile ortaya çıkmış olsa dahi genel olarak birikmiş gerginlik kaynaklı bir patlamadır ve öfke duygusundan farklıdır. Gerçek öfke, kişiyi dinleyen birileri olduğunda yatışır. Sinir krizi ise çocuğu kollarınıza almadan, sadece dinlemekle yetinmeniz halinde şiddetini arttırabilecektir! 

Çocuğa yol göstermek bölümünde; 

Bu kısmı da olduğu gibi yazacağım : 

Duygular içinde boğulan bir çocuğun karşısına mantıkla dikilmek yersizdir. Bu ona kendini sakinleştirebilmeyi bilmesi "gerektiğini" söylememize benzer ve işe yaramayacağı gibi çocuğun özgüvenini de zedeleyebilir. Zira bunu başarması imkansızdır çünkü beyin gelişimi henüz buna müsaade edecek evrede değildir. Ama beyninin doğru şekilde gelişmesine ve öğrenmesine yardımcı olabiliriz.

Etkinlik kitabı, çocuğunuza denemesi için çeşitli yollar sunuyor. Çok küçük olsalar dahi, çocukların bu yöntemleri kendilerine uyarlama hızları son derece şaşırtıcıdır. Aslına bakarsanız, vücutta kopan ve yerlerde yuvarlanmayı tetikleyen şiddetli fırtınaları kimse sevmez. Kaygıdan kaskatı kesilmeyi de kimse sevmez. Bazen çevremizde, çocukların bu davranışları ilgi çekmek için yaptıkları söylense de bu çoğunlukla doğru değildir. Katı bir tutum takınmamız da tabii ki hiç bir şekilde işe yaramayacaktır çünkü çocuk henüz başka türlü davranmayı bilmemektedir. 

Ama farklı davranış modellerini ona öğrettiğimiz zaman, öğrenmek için ne kadar istekli olduklarını gözlemlemek de açıkçası harika hissettirir. Etkinlik kitabında çocuk, keşiflerde bulunacak ve bu yeni fikirlere çabucak uyum sağlayabilmek için sizin işbirliğinize ihtiyaç duyacaktır. 

Gelelim Aktivite Kitabının yapılandırılma mantığına..

Duygularla ilgili verdiği her temel bilgiyi KEŞİF olarak adlandırıyor. 

 

Öncelikle 7 temel duygu ile tanıştırıyor çocukları. Birinci keşif olarak. Bu duyguları hangi haller tetikler? Bu halleri görseller, çıkartmalar, labirentler yardımıyla çocuğuzla paylaşıyoruz. 

 

 

Her keşfi bir takım etkinler yaparak öğreniyorsun. 

Toplam 10 tane keşfi tamamladığında; Ulusal Kaşif Diploması alıyorsun🤩Bu keşifler neler mi?👇

Kaşif diplomanı aldıktan sonra Prof. Pekhisli'nin laboratuarına girme hakkı kazanıyorsun. Bu aktiviteyi çok sevdim😍 Üzerinde yıldız olan tüm kapsülleri boyadığında bir mesaj çıkıyor : bu küçültücü kapsüller seni mini minicik yapıp bir insan vücudunun içine girmeni sağlıyor ve böylece bir duygunun izini sürebiliyorsun 😉

Bu bölümde biraz biyoloji bilgisi verildikten sonra ( ayna nöronlar gibi;)) sana bir takım vakalar veriliyor, ve hangi duyguyu hissettiğini çizimle anlatmanı istiyor sayfalar..

 

DUYGU KAYDIRAĞI  : Bir duygu 3 aşamada yaşanır. Bu resimli aktivite ile bunu çok güzel açıklamış. 

 

 

 

TAŞ KELİMELER ; Seni incitmesi muhtemel kelime kullanıldığı zaman ne yapabilirsin - güzel bir aktivite daha! 

 

 

AİLE İÇİNDE SERT TARTIŞMALAR ; Oksitosin Aktivitesi 

 

 

 

 

SABAH KEYİFSİZ UYANDIN ; Dopamin Aktivitesi 

 

 

Duygusal ya da davranışsal taşkınlık durumunda ne yapmalı? - burada kitapçığa dönelim.

Çocuğun duygusal zekasını beslemek, öncelikle onun duygularını kabullenmek sonra da duyguları karşısında sarsılmaması için ona yardımcı olmaktır. Çocuğun duygusal tepkileri şaşırtıcı ve olağandışıdır çünkü ifade becerisini yönetmeyi bilmemektedir. Beyninde davranış kontrolünden sorumlu bölgeler henüz tam olarak gelişmemiştir ve halen beynin duyguları yöneten bölümüyle arasında tam bir bağlantı sağlanmamıştır. Bu duygu fırtınaları ortaya çıktığında ona vereceğimiz destek önemlidir. 

A. Önce gerilimi göğüslemek

Çocuğun davranışını değiştirebilmesi için yardımcı bir akla ihtiyaç vardır. Çocuğun göz hizasına inip duyguları ile empati kuracağız ve yaşadıklarını daha iyi hissedebilmesi için nefes alıp verişinin düzene girmesine yardımcı olarak beyninin duyguları yöneten bölümlerinin sakinleşmesini sağlayacağız. Elbette yaşını da gözeterek, gerekiyorsa onu ( bize ya da kendisine zarar vermesini önleyecek şekilde) kollarımızla sarmalayacağız. 

B. Krizi tetikleyen etkenler üzerinde düşünmek ve bunu kelimelere dökmek 

"Bahçe kapısının önünden geçerken köpek havlayınca çok korktun. Ben buradayım" 

Duyguyu ve durumu tetikleyen unsurları isimlendirerek çocuğa beyninin mantık ve sözel işlevlerle ilintili sol lobunu harekete geçirmesinde yardımcı oluyoruz. Böylece beynin duygular ile sözel işlemlerden sorumlu bölgeleri arasındaki bağlantıyı kurmasına yardım ederek duygu yoğunluğunun azalmasını sağlıyoruz. Daha sonra çocuk harekete geçme, duruma yeniden hakim olma ihtiyacı duyar. Dolayısıyla devam edeceğiz : 

"O köpeğe ne diyebilmek isterdin?" diye sorarak köpekle konuşur gibi yapmasını sağlayıp hayal dünyasında durumu olumlu hale getirmesine yardım edeceğiz. 

C. Duygu Çemberi 

RESİM - DUYGU ÇEMBERİ 

Çocuğunuz kendi duygu çemberini oluşturacak. Her aile bireyi için birer tane oluşturabilir ya da hazırladığı çemberi herkesin her an kolaylıkla erişebileceği bir yere asabilir. İçimizi saran duyguya hakim olmak için önce onu anlamlandırmamız gerekir. Bu durum çocuklarımız için olduğu kadar bizim için de geçerlidir.

Daha az bağırdığımızı fark edip buna şaşırabilmek harika olmaz mıydı? En azından çocukla işbirliği yapmak istediğimizde daha etkili olmamızı sağlardı. Dikkatle ve özenle yaratılmış bu ortamın, çocuklar arasındaki bağırış ve tartışmaların yerini aldığını görmek sizi olumlu anlamda şaşırtacaktır. Özellikle de duygular etkin bir şekilde kelimelere dökülmeye devam ediyorsa.

İşte işin sırrı burada gizli! : Tarif edilen duygular ailenin diğer bireyleri tarafından empati ile karşılanıyor, yargılanmıyor. Hepimiz öğrenme aşamasındayız. Çocuğun dile getirdiği hislerini biri dinlediğinde, çocuk artık duygularını bağırarak ifade etme gereği görmüyor. 

Duygu çemberi size bazı anlaşmazlıkları çözmede yardımcı olacak. Bir çocuk kardeşi ile tartışmaya girdiğinde, belki de babasına karşı öfkelidir ya da annesi orada olmadığı için üzgündür veyahut futbol takımına seçilmediği için kızgındır. Böyle bir durumda iki çocuk arasındaki sorunu çözmeye odaklanmak bir fayda sağlamaz. Çözüm üretmeye başlamadan kaynağının ne olduğunu anlamaya zaman ayırmalıyız. 

***

İşte böyle ve daha fazlası 110 sayfalık etkinlik kitabında. 

Evet ben duyguların peşinden koşan bir aile olmak istiyorum diyorsanız, hemen bu kitaba başlamalısınız diyor ve sevgilerimi iletiyorum 🥰

Bu yazıyı sevdiklerinizle paylaşmak ister misiniz?